Eski Sevgiliyi Takip Etme Suçu

Sakarya'da yaşayan bir kişi, eski sevgilisini sürekli rahatsız ettiği gerekçesiyle mahkemeye çıkarıldı. Sanık, eski sevgilisinin bulunduğu yerlere giderek anlamsız sözler sarf etmiş, aracı ile takip etmiş ve oturduğu kafenin önünden defalarca geçmiş, böylece kadının huzur ve sükununu bozmuştur. Yerel mahkeme, "suçun işlendiğinin sabit olmadığı" gerekçesiyle sanığı beraat ettirdi. Ancak, eski sevgilisinin avukatının itirazı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, kararı bozup sanığı 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Bu karar, sanığın avukatı tarafından Yargıtaya taşındı. Yargıtay, tüm delilleri inceleyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararını onadı ve sanığın cezasının kesinleşmesine karar verdi. Bu karar, takip ve rahatsız etme suçlarının ciddi bir şekilde ele alındığının göstergesidir.

Yargıtay Kararı Kesinleşti

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Yargıtay kararında, eylemin sanık tarafından işlendiğinin açıkça belirtildiğini vurguladı. Mahkeme, "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçunun unsurlarının tamamlandığını tespit etti. Hukuka uygun bulunan kararın temyiz başvurusunun reddedilmesine ve kesinleşmesine karar verildi. Bu dava, eski sevgili arasındaki şiddetin ve rahatsız edici davranışların cezasız kalmayacağının bir örneğidir. Benzer davalarda mağdurların haklarını arayabilmeleri için yasal yolların açık olduğunun altını çizmek önemlidir. Bu karar, hem mağdurlar için hem de benzer durumlarla karşı karşıya kalanlar için önemli bir emsal teşkil etmektedir.

Huzur ve Sükun Suçu

Sanığın eski sevgilisini rahatsız etmek için yaptığı eylemler, huzur ve sükun suçunu oluşturmaktadır. Bu suç, bireylerin özel hayatına müdahale edilmesi ve psikolojik olarak baskı altına alınması durumlarını kapsar. Yargıtay'ın onam kararı, bu tür suçlara karşı sıfır tolerans politikasının uygulanmasının bir göstergesidir. Özellikle kadına yönelik şiddetin her türlüsünün kabul edilemez olduğu vurgulanmakta ve bu tür eylemlerin cezasız kalmaması için yargı organlarının etkin şekilde çalışması büyük önem taşımaktadır. Bu karar, benzer vakalarda mağdurlara umut ve hukukun üstünlüğüne olan inancı güçlendirecektir.